BİR ANI: PROF. DR. BİNNUR YEŞİLYAPRAK KONFERANSI


Eğer bir psikolojik danışma ve rehberlik öğrencisiyseniz alanınızla ilgili bazı isimleri kesinlikle bilmeniz gerekiyor. Aklınıza farklı isimler gelmesin, Freud’u, Erikson’ı ya da Adler’i kast etmiyorum. Onları derslerde veya okuduklarınızda bulabilirsiniz. Ancak ben sizlere ülkemizin yetiştirdiği bir değerden, kişiliğiyle, akademik bakış açısı ile bizlere örnek olan Ankara Üniversitesi PDR ana bilim dalı öğretim üyesi Sayın Prof. Dr. Binnur YEŞİLYARPAK’tan bahsetmek istiyorum.

Kendisini yazdığı kitaplardan, PDR kongrelerinden veya renkli, samimi kişiliği ile katıldığı herhangi bir programdan tanıyor olabilirsiniz. Geçtiğimiz şubat ayında başkanlık görevini yürüttüğüm Sosyal Eğitim ve Saygı Topluluğu’nun bünyesinde düzenlemiş olduğumuz konferans vesilesiyle Binnur YEŞİLYAPRAK hocamızı Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde ağırlamanın onurunu yaşadık.

Üniversitemizdeki PDR öğrencilerinin sesine kulak vererek bizleri onurlandıran Binnur hocamız için 1 ay öncesinden hazırlıklarımızı yapmaya başladık. Hocamızın üniversitemize geleceğini duyan bölüm arkadaşlarımın gözünde konferansın heyecanını görebiliyordum. Alan olarak insani gelişmişliği üst düzeyde yaşayacağımız konulardan bahsediyoruz. Yaşayarak öğrenmeyi kavramak, bir rol modeli karşımızda görmek eminim tüm bölüm arkadaşlarımın önemsediği bir husustur. Bu nedenle düzenlediğimiz konferans bir PDR öğrencisi olarak beni fazlasıyla heyecanlandırıyordu.

Akademik danışmanız ve aynı zamanda Necmettin Erbakan Üniversitesi PDR ana bilim dalı öğretim üyesi Sayın Doc. Dr. Erdal HAMARTA hocamızın katkıları ile hazırlıklarımızı tamamladık. Artık her şey hazırdı ve yalnızca bölüm olarak değil fakülte olarak beklediğimiz konferansa ramak kalmıştı.



Gördüğünüz üzere 400 kişilik salonumuzda yaklaşık 700 kişi vardı. Etkinliğimizde ilimizde ki bir başka üniversite olan Mevlana Üniversitesi’nden gelen bölüm arkadaşlarımızı da ağırlamak bizleri fazlasıyla memnun etti. Salonda yalnız PDR’ciler değil eğitim fakültesinin birçok bölümünden arkadaşlarımızda vardı. Ve hayatımda dinlediğim en güzel konferans:
Binnur hoca salona girer girmez bir alkış deryasıdır koptu. Sahneye çıkan hocamızın anlatacakları AŞK VE KARİYER üzerineydi. 


İlk olarak aşkın çağrışımlarına ve metaforlarına değinen hocamız, aklımızda beliren aşk düşüncelerinin yanına ‘’işini aşk ile yapmak’’ terimini ekledi. Aşkı bir gelişim görevi olarak niteleyen hocamızdan ilk ödevimizi bu konu bağlamında alıyorduk: ‘’Bu bahar aşık olun.’’ Erikson’un genç yetişkinlik evresine atıfta bulunarak sözlerine devam eden hocamız bu dönemin en belirgin özelliklerinden olan özellikle aşk ve iş konularında kimlik arayışı ve kararsızlık kavramlarına değinerek bizleri bir sonuca götürdü. Bu sonuç daha önce duyduğumuz ama üzerine pek düşünmediğimiz bir Mevlana sözüydü: ‘’İlim bilmeyi, aşk olmayı öğretir.’’  Genç yetişkinlik dönemini yaşayan Psikolojik Danışman adayları olarak hocamızı can kulağıyla dinliyorduk. Sıra üzerinde konuştuğumuz aşka gelmişti. Bu sefer konuşma sırası katılımcılarındı: Aşk neydi?

Salondan gelen renkli cevaplardan sonra aşk ve bağlanma konularına değinen hocamız sözü sevgi kuramının kurucusu E. Fromm’a getirdi. Sevginin kimi zaman bir sanat kimi zaman ise aktif ve yaratıcı gücün kaynağı olarak var olduğunu öğreniyorduk. Sternberg’in Üçgen Aşk Kuram’ı  ve aşk türlerine de değindikten sonra geldiğimiz evre yaşam rollerimiz oldu:
·        Kişisel-sosyal roller
·        Eğitsel-mesleki roller

Tüm bu konular üzerine konuşurken Binnur hocanın bizi aktif tutmak için yaptığı etkinlikler çok keyif vericiydi. Geldiğimiz noktadan sonra ilk başta kısmen değindiğimiz bir konu olan ve aşk bağlantısını Binnur hocamızdan öğreniyorduk. Konferans devam ettikçe anladık ki iş ve aşk bağlamında hocamızın bize aktardığı bilgiler ‘’kariyer’’ için bir giriş kapısıydı. Tüm samimiyetiyle düşüncelerini bizimle paylaşan Binnur YEŞİLYAPRAK hocamızın içten anlatımıyla çok kıymetli bilgiler ediniyorduk:

Kariyerimize yatırım yapmamızın kendimizi tanımaktan geçtiğini örneklerle anlatan hocamız, kendimizi tanımada gerçekçi olmamızı, özelliklerimizin farkında olmamız gerektiğini ve sınırlarımızı bilmemizin son derece önemli olduğunu bizlere aktardı. Ve bu konuda bir ekleme yaptı, o da kariyerimizi için yaşam boyu öğrenmenin  gerekliliği -bu konferansta öğrendiğim en önemli şeylerden bir tanesi- idi.

Bu rüya konferans Binnur hocamızın samimi, içten ve engin bilgileriyle hayatımıza ışık tutan düşünceleri ile son buldu. Bir bölüm arkadaşınız olarak sizlere önerim, mesleğinize başlamadan önce bir gün bir yerde Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak hocamızı kesinlikle dinleyin.

Bu vesile ile bizlerin davetini kırmayarak üniversitemize teşrif eden Sayın Prof. Dr. Binnur YEŞİLYAPRAK hocamıza, desteklerinden ötürü akademik danışmanımız Sayın Doc. Dr. Erdal HAMARTA hocamıza ve etkinlikte emeği geçen tüm arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Başka bir yazıda buluşmak dileğiyle, sağlıcakla kalın.

Not: İçerisinde bulunduğumuz yoğunluk nedeniyle bu yazıyı geciktirmiş oldum. Böylesine bir konferansın izlenimlerini geç olarak sizlere ulaştırmanın üzüntüsünü yaşıyorum. Geç oldu umarım güç olmaz.







Yorumlar

Popüler Yayınlar